GÜNDEM
TÜRK TARIMININ MORAL GÜNÜ
İsrail’e Türk Buğdayı
Birkaç hafta önce, birçok büyük gazetenin ekonomi
sayfalarında, iri puntolarla tanıtımı yapılan
ve büyük bir holdingimizin Ş.Urfa’da kurduğu
dev entegre tesislerinde bitkisel ve hayvansal üretime
yönelik önemli girişimleri konu alan bir mutlu
haber yer almıştı. Bu haber bütün tarım
camiasını sevindirecek bir gelişme ve diğer
kuruluşlara da cesaret verecek, önderlik yapacak
bir çabayı konu almaktaydı.Ancak, tanıtım yazısında
yer alan bazı cümleler bu ülkenin tarım
uzmanları ve araştırmacılarını biraz alınganlığa
itecek ve üzecek satırlar da içeriyordu. İsrail’den
getirilen uzmanlarla Ş.Urfa’ da, çeşit geliştirmeden
teknolojik gelişmelerin yerleştirilmesine kadar
her türlü sorun çözülmüş ve hatta Türkiye
ortalaması 180 Kg/Da. iken, firma çeşidiyle 600
Kg/Da.’lık verime ulaşılmıştı. İşi
bilenler için iki hata söz konusuydu ve bu
konularda yapılan hatalı değerlendirmeler, haksızlık
olarak gelip bu ülkenin idealist araştırmacılarının
boğazına düğüm olmaktaydı.Türkiye ortalaması
doğruydu ama Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
gibi yörelerimizin bilinen iklim
yetersizliklerinin bu durumda yoğun payı vardı.
Ege ve hele Çukurova’daki üreticinin buğday
veriminden haberleri var mıydı acaba ? Bütün
ülkeyi kendi çeşitleriyle donatsak, acaba verim
ortalamamız çok mu yükselirdi gibi bir sağlamayı
dikkatlere sunmak istiyorum.Genetik kırılmalar
nedeniyle çeşitli pas hastalıklarına yenik düştüğü
uzmanlarca belirtilen
Seri-82 ve benzeri çeşitlerin daha düne
kadar Çukurova çiftçisine 800-900 Kg/Da. verim
getirerek hava bile attırdığı bilinmiyor muydu
? Dışarıdan her türlü tarımsal yardım alınabilirdi
tabii ki ama bu durum bu ülkenin tarımcılarının
da hiçbir başarı elde edemediğini gösterir
bir havaya büründürülmemeliydi.Her şeyi mükemmel
bir şekilde hallettik gibi bir düşünceyi zaten
dillendirmiyoruz ama yerli araştırmacılarımızın
sahip olduğu teknik imkanlar ve ülkemizde araştırmalara
ayrılan kaynakların bilinen yetersizliğine karşılık,
yeri geldiğinde göğsümüzü yeterince kabartan
başarılara imza atıldığı da bir gerçek.İşte
en yeni örneğimiz ! Evet, her türlü tarım
faaliyeti için geliştirilen teknolojisiyle bölgemizin
en önde gelen ülkelerinden birisi olan İsrail’e
ait bir tohumculuk firmasına, Türk mühendislerinin
geliştirdiği bir buğday çeşidinin üretim ve
satış hakkını vermeyi gururla gerçekleştirdik.
Firmanın pazarladığı kendi çeşitleri yanında,
ilk kez bir Türk buğday çeşidini de
sahiplenmeye değer buluşu, herhalde kendi mühendisimize
karşı beyinlerimizde beliren güvensizliğe de
bir son verir artık.Böyle bir gurur tablosu
kolayca çıkmadı ortaya. Yaklaşık 11-12 yıl
kadar önce, rutin araştırma çalışmalarını
yürüten buğday ıslahçılarımızın, 800-900
Kg/Da.’ lık çeşitler geliştirerek piyasa
sunmanın rehavetine kapılmadan, daha iyisini
geliştirme yolundaki çabaları, ısrarla sürdürülen
melezleme tekniklerinin meyvesini vermesiyle sonuçlandı.Hastalıklara
hassas olsa bile yüksek verimiyle çiftçilerin
hala vazgeçemediği anlı şanlı çeşitleri, başkalarının
yaptığı gibi sadece ilaçlama yoluyla
kurtarmaya çalışmanın, hem ekonomik üretim
yapma hedeflerine ters düşmeme adına ve hem de
gelecek kuşaklara temiz bir çevre bırakma açısından
hastalıklara dayanıklı çeşitlerin bulunması
şeklindeki bir idealist düşüncenin zorluğuyla
boğuşarak ortaya çıkarmaları, ıslahçı
arkadaşlarımın kutlanması gereken diğer
nitelikleri olmuştur.Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ nde yürüttükleri
denemelerle bu ovaya 8-10 farklı buğday çeşidini
kazandıran buğday ıslahçıları Dr. Gülşen
Karatopak ve Dr. Nazım Dinçer uzun yıllarını
alan çalışmalar sonucunda kaliteli ve yüksek
verimli Adana-99 ekmeklik buğday çeşidini geliştirmişlerdir.Piyasaya
sürülüşünün ilk yılında bile çiftçilerin
yoğun talebiyle karşılaşan bu çeşit; kışa
ve kurağa orta derecede dayanıklı, sarı ve
kahverengi pas ile septoria hastalıklarına dayanıklı,
beyaz sert daneli ve başakları beyaz sık kılçıklı
olup, 95-110 cm. boyunda ve yatmaya dayanıklıdır.
Daha çok sahil bölgelerine önerilmektedir.Çiftçilerin
yoğun ilgisi, birçok firma gibi İsrail’li
Hazera firmasının da dikkatini çekmiş olmalı
ki; kendine döllenen bir üründeki ilk örnek
olarak, yerli çeşidimizi satın almak üzere
talepte bulunmuşlardır. Tarım Bakanlığının
onayı da alınarak söz konusu firma ile geçtiğimiz
günlerde bir sözleşme imzalanmış ve bundan
sonraki 5 yıllık dönem için, Adana-99 buğday
çeşidinin her türlü üretim ve pazarlama
hakları belli bir royalty karşılığı adı geçen
firmaya devredilmiştir.Darısı,
yerli ya da yabancı firmaların ilgisini çekecek
düzeyde başarılı çalışmalar yapmak üzere
diğer ürünlerin ve araştırmacıların başına.
BU HABERLE İLGİLİ DİĞER
GELİŞMELER
Haber
listemize üye olup tarım sektöründeki haberlere,
geliştirici herkese açık tartışma platfomlarına
katılabilirsiniz.
.
|
Mail
adresinizi sol aşağıya yazın ve "Listeye
Gir" butonuna tıklayın. |
|
Karşınıza
gelecek sayfadaki formu eksiksiz doldurun. |
|
GÜNDEM
>>
Türk
Tarımının Moral Günü
>>Paulownia
>>
Alara Tarım
>> Ne
ekersen Onu Biçersin

ANA
SAYFAYA DÖN

|