SEKTÖREL
Kimyasal
gübreler ve toprak.
Dünya
nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla tarım alanlarından
birim alandan daha fazla verim elde etmek için, daha fazla girdi
kullanılmasını gerektirmektedir. Tarımın bütün kollarında kaliteli
tohumluk, mekanizasyon, bitki ıslahı bir etkili koruma tedbirlerinin
yanında sulama ve yağışa bağlı olarak bilgili ve gübreleme yapmak
gerekmektedir. Gübre uygulamasıyla artırılan bitkisel ürünler,
hayvan-cılık ve tarıma dayalı endüstrinin de temelini oluşturmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre elde edilecek ürün miktarına tarımsal
girdiler gübrenin etkisi gelişmekte olan ülkelerde %50-60 civarında
olduğu belirlenmiştir.
Kimyasal gübreler az gelişmiş toplumlarda, çok fazla verim alabilmek
düşüncesi ile rast gele zamanlarda ölçü tanımaz miktarlarda ve
bilimsel olmayan yol ve metotlarla arazi yüzeyine serpmek suretiyle
kullanılmaktadır. Bu şekilde bilinçsizce kullanılan gübrelerin
%50'si bitkilere yararlı olabilmekte geri kalan kısmı ise toprak
sisteminden yıkanma, yüzey akışları ve buharlaşama ile uzaklaşmaktadır.
Bu şekilde topraktan uzaklaşan gübreler toprak, hava ve su ortamlarında
çeşitli olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu yazıda kimyasal
gübrelerin toprak sistemi üzerindeki olumsuz etkileri değerlendirilecektir.
Kimyasal gübrelerin toprak üzerindeki olumsuz etkileri hemen fark
edilmemektedir. Zira toprak, komponentleri ve biyolojik sistemi
ile kuvvetli bir tamponlama gücüne sahiptir. Kirleticilerin toprakta
meydana getirmiş oldukları zararlar üretim potansiyelinde düşüklük,
kalite bozuk-luğu gibi etkilerle bitkisel ürünlerde ortaya çıkarken,
bünyesinde toksik maddeleri biriktiren besin ve yemlerle beslenen
insan ve hayvan-larda bazı yan etkilere neden olmaktadır.
Bilimsel esaslara uygun olmayan aşırı gübreleme torakta kirlenme
ve sonuçta toprak sütrüktürünün bozulması, toprak reaksiyonunun
değişmesi, toprakta mevcut elementler dengesinin bozulması, toprakta
bulunan makro ve mikro faunanın zarar görmesi ve katkı maddelerinde
ağır metaller gibi kirlilik unsurları taşıyan gübrelerin sürekli
kullanımı, topraktan yıkanması zor olan zehir yüklerinin birikmesi
gibi olumsuz etkilere neden olmaktadır.
a)Toprak sütrüktürü üzerine etkisi:
Toprağın sütrüktürü tarımsal açıdan en önemli toprak özelliğidir.
Toprakların verimliliklerinin hassas bir göstergesidir. Toprağın
anatomisini teşkil etmektedir. Bilimsel esaslara uygun olmayan
ve gereğinden fazla gübre kullanıl-ması, sütrüktürün bozulmasına
sebep olmak-tadır. Tarıma uygun bir sütrüktür oluşumu flokü-lasyon,
granülasyon ve agregasyon süreçlerinin bir sonucudur. Sütrüktürün
bozulması bu süreçlerin bir nevi tersine çevrilmesi hadisesidir.
Diğer bir ifade ile toprağın dispers olmasıdır.
Yapılan araştırmalar ve çalışmalar göstermiştir ki, fazla miktarda
verilen bir kısım gübreler özellikle tek değerlikli olanlar toprağı
dispers etmektedirler. Mesela NaNo3, NH4NO3, KCI, K2SO4, NH4CL
gibi gübreler toprak sütrük-türünü bozmakta, böylece geniş çaplı
toprak kirliliği meydana gelmektedir. Sütrüktürü bozu-lan topraklardan
kaliteli ve verimli mahsul almak imkansızlaşmaktadır. Zira bu
gibi topraklar verilen gübrelerden, uygulanan sulama ve diğer
tarımsal işlemlerden elde edilen faydalar ya çok azalmakta ya
da hemen hemen mümkün olma-maktadır.
Özellikle yüksek düzeyde Na içeren gübreler, sözgelişi potasyumlu
gübreler sütrüktür üzerine olumsuz etki yapmaktadır. Toprakta
asitliği arttırıcı gübrelerin sürekli kullanımlarında toprak sütrüktürü
kötüleşir.
b)Toprak reaksiyonu üzerine etkisi
Asit oluşturucu azotlu gübrelerin (Amonyumlu gübreler gibi) sürekli
olarak kullanılması toprak pH'nin düşmesine neden olur. Bundan
dolayı oluşan asitliliği nötralize etmek için yeterli düzeyde
kireçleme yapılmaması durumunda tarla bitkilerinin verimleri azalır.
Bazik gübrelerin kullanılması ile toprak pH'ında biraz artışa
neden olunabilir.
Bitkilerin gerçek ihtiyaçlarından daha fazla verilen gübreler
toprak reaksiyonunu etkile-yerek pH' da ani yükselme ve düşmelere
sebep olmaktadır. Bu durum bitkilerin fide devrelerinde zararlı
olmakta,verim ve kalitede düşmelere yol açmaktadır.
Aşırı miktarda verilen N'lu gübreler Nötr, hafif asit ve asit
reaksiyonlu toprakların asiditesini daha da arttırarak Al ve Mn
gibi elementleri fazla erir hale getirilen bu elementler bitkilere
toksik tesir yapmaktadır. Buna paralel olarak pH değeri yüksek
olan topraklara verilen kireç ve kireçli gübreler pH'ı daha da
yükseltmekte ve yüksek pH'a hassas olan bitkilerde verim düşüklüğü
ve kalitenin bozulmasına sebep olmaktadır. Bunun yanında toprakta
birikim yaparak toprak kirliliği boyutlarını genişletmektedir.
Ülkemizde araştırma yapılan Rize ilindeki çay topraklarında tek
yönlü Amonyum Sülfatla gübrelenmesi, aslında pH'sı düşük olan
toprak-ların asitliğinin artmasına neden olmuştur. Günümüzde çay
topraklarının %85'inde pH kritik düzey kabul edilen 4'ün altına
inmiştir. Son yirmi beş yılda Nevşehir'de aşırı ve tek yönlü azotlu
gübreleme sonucu patates yetiştirilen toprakların pH'sı 2birime
varan düzeyde düşmüş yani asiteliği 100 kat artmıştır.
Toprak asitliliğinin düşük veya yüksek olması bitkilerin fosfor
ve mikro elementlerden yararlanmaları da etkilenmektedir. pH6.5-7
olduğu zaman bitkilerin fosfordan en yüksek düzeyde yararlandığı
bildirilmektedir.
c)Topraktaki mevcut element dengesinin bozulması
Topraklara verilen fazla miktardaki azotlu ve fosforlu gübreler
bitkinin ihtiyacından daha fazla potasyum almasına sebep olmaktadır.Neticede
potasyumda lüks tüketim ortaya çıkmaktadır. Böylece gerçekte mevcut
olmayan bir potasyum noksanlığı zuhur etmektedir. Bu denge bozukluğu
topraktan bitkiye intikal ederek bitkinin verim kalitesi olumsuz
etkilenmektedir. Bu olumsuzlukları gidermek için fazladan potaslı
gübre uygulaması gündeme gelmek-tedir.
Yine gereğinden fazla N'lu ve P'lu gübre uygulanması topraktaki
mikro besin elementleri dengesini de bozmaktadır. Sonuçta bitkiler
ihtiyaçlarından daha fazla mikro besin elementi alarak bunların
noksanlığını neden olmaktadır.
Asit reaksiyonlu topraklarda pH değerini düşürmek için uygulanan
fazla miktarda kireç ve kireçli gübreler topraktaki dengeyi bozmakta,
Fosfor, Bor, Demir ve Çinko gibi elementlerin kikse edilmesini
sağlamaktadır. Bu olay bir yönden topraktaki dengeyi bozup, birikime
sebep olurken, bir yandan da fikse edilen elementlerin noksanlığını
gidermek üzere ilave gübreleme yapmak gerekmektedir.
Ayrıca, fazla miktarda verilen P'lu gübreler toprakta mevcut olan
Ca ile birlikte Zn ve Fe'in bitkiler tarafından alınmasını engelleyerek
beslenme dengesini bozmaktadır.
d)Topraktaki makro ve mikro faunanın zarar görmesi
Kimyasal gübreler fazla miktar kullanıldıkları zaman mikro organizmalardan
solucanlar ve çeşitli toprak kurt çukurlarına tahrip edici ve
öldürücü etki yapmaktadır. Bu organizmalar ile direk temas eden
gübre tozları özellikle de üre gibi amonyumlu gübreler öldürücü
etki yapmak-tadır.
Topraklara aşırı azotlu gübreler verilmesi Rhizobium sp. gibi
simbiyotik azot fikse eden mikro organizmaların
Aktivitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durumda havanın
serbest azotundan faydalan-ma yolu tıkanmaktadır. Buna ilave olarak
verilen fazla azotlu gübreler nitrifikasyon bakterilerini faaliyetlerini
sınırlandırmaktadır. Böylece mas-rafsız olan ikinci azot kaynağı
da zarar görmektedir. Bunun yanında fazla miktarda verilen fosforlu
gübrelerdeki kimyasal fosfat formları toprakta genel bir biyolojik
bozulma meydana getirmektedir.
Toprağın toksik maddelerce olası zengin-leşmesi
Tarımda kullanılan kimyasal gübrelerle önemli miktarlarda toksik
elementler topraklara bırakılmaktadır. Bu elementler özellikle
fosfatlı gübrelerden kaynaklanan Cd, Zn, Cr,Pb, Nve U'dur. Geleneksel
gübreleme ile bu tür ağır metallerin konsantrasyonları ile beraber,
istenmeyen ağır metal artışlarına neden olabilmektedir.
Bazı araştırıcılar tarafından yapılan çalışma-larda fosfatlı gübrelerin
01-170mg/kg arasında Cd kirliliğinin büüyk oranda fosfatlı gübrelerden
kaynaklandığı tespit edilmiştir. Fosfatlı gübrelerde Pb düzeyinin
7-225 mg/kg, nitratlı gübrelerde 2-27 mg/kg arasında olduğu belirtilmiş,
yine fosfatlı gübrelerdeki Cu düzeyinin 1-300 mg/kg civarında
olduğu ve topraktaki kirlilik için fosfatlı gübrelerin diğer etkenlerle
kaynak oluşturduğu belirtilmektedir.
Yapılan başka bir çalışmada 1000-4500kg/ha düzeyinde 35-45 yıllık
fosforlu gübrelemede yüzey topraklarda, çevre alanlara oranla
Cd fazlalığı tespit edilerek, bu Cd'un %80'inin kimyasal gübrelerden
geldiği belirtilmiştir.
Topraklarda doğal olarak bulunan ağır metallerin toplam kapsamları
tabloda verilmektedir. Genellikle tolere edilebilir değerleri
yukarıda belirtilen şartlarla aşılabilmektedir. Ancak, tam ve
kesin değerler için her bir elementin yarayışlı değerlerinin belirlenmesi
gerekmektedir.
Sonuç ve değerlendirme
Ülkemizde gübre kullanımında büyük çelişkiler yaşanmaktadır. Bölge,
ürün, verim, arazi büyüklüğü, bilgi birikimi ayrımı yapılmadan
gübre tüketiminin özendirilmesi, ekonomik ve çevresel kayıpları
hızlandırmaktadır. Ülkemizde tüketilen kimyasal gübreler çoğu
kez hiçbir analiz yapılmadan veya uzman görüşü alınmadan kullanılmaktadır.
Ayrıca gübre uygulama zamanı ve metotlarının da az bilinmesi veya
bilinmemesi doğru olmayan gübre kullanımlarına neden olmaktadır.
Ülkemizdeki gübre kullanımı son yıllarda artmış olmasına rağmen
genel ortamlara bakıldığı zaman Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmaktadır.
Kimyasal gübrelerin toprak üzerinde olumsuz etkileri kısa bir
dönemde meydana gelmeyip çok uzun yıllar boyunca, tek yönlü dengesiz
ve her yıl aynı formda gübre kullanımından ileri gelmektedir.
Ülkemizde yapılmış olan az sayıdaki bilimsel çalışmalarda toprakların
mineral gübrelerle aşırı derecede kirletilmediğinin belirtilmiş
olmasına rağmen, kimyasal gübrelerin toprak üzerine olan olumsuz
etkilerini ortaya koyacak bilimsel araştırma sayısının yetersiz
olması nedeniyle topraklar üzerinde olumsuz etkilerinin düzeyi
konusunda fikir ileri sürmek oldukça zordur. Ancak, yapılan az
sayıdaki araştırma göster-miştir ki, kimyasal gübrelerin bilinçsiz
kullanımı toprakların kirlilik yüklerinin artmasına neden olmaktadır.
Ayrıca toprağa kadmiyum girişinin en önemli kaynağı olan fosforlu
gübre de, bu gübrenin ve hammaddesinin dışalımında kadmiyum standardı
uygulanmamakta ve ölçüm yapılmamaktadır.
Kimyasal gübreler hemen hemen bütün kesim-leri ilgilendiren bir
tarımsal girdi olması nedeniyle çok iyi düzenlenmesi ve çok iyi
planlanması gerek bir konudur. Öncelikle gübre tüketiminin kontrol
altına alınması gerek-mektedir. Dengeli ve toprak bitki analizlerine
dayalı olarak yapılacak gübreleme sonucu, gübrelerin çevreye olan
olumsuz etkileri minimum düzeyde kalacak ve tehlike olmaktan çıkacaktır.
Kaynakça
1-ÇOLAKOĞLU,H (1998) Büyük Menderes Havzasında Mineral Gübre Kullanımı
ve Çevresel Etkileri, Büyük Menderes Havzası 3. Tarım ve Çevre
Sempozyumu. SÖKE
2-HAKTANIR K..(1989) Toprakta Ağır Metallerin Tolere Edilebilir
Miktarları ve Bitkilerde Birikimi. Ankara Üniversitesi Ziraat
fakültesi Ders Notları ANKARA
3-HAKTANIR K...(1989) Toprak Kirliliğini Oluşturan Etmenler FAO,
Gıda ve Çevre Sempozyumu . Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ANKARA
4-HATİPOĞLU F. ve ALPASLAN M., (1994) Gübre Kullanımı ve Çevre
TÜGSAŞ'ın 40. Yılında Gübre Sempozyumu. ANKARA
5-HATİPOĞLUF. Ve ALPASLAN M., GÜNEŞ A., (1966) Gübre Kullanımı
ve Çevre Üzerine Etkileri, TÜBİTAK Türk tarım ve Ormancılık Dergisi.
ANKARA
6-Kumbur h., ve ARK.(1996): İçel'de Tüketilen Sebze ve Meyvelerde
Toksik Element Düzeylerinin Araştırılması. Tarım ve Çevre İlişkileri
Sempozyumu Bildiri Kitabı Mersin Üniversitesi MERSİN
7-ÖZBEK H., (1989): Tarımın Çevre Problemleri. Çevre 89,Beşinci
Bilimsel ve Teknik Çevre Kongresi. ADANA
8- SAMUEL L.T., WERNERL.N. Çeviri Güzel N. (1982): Toprak verimliliği
ve Gübreler Ç.Ü.Z.F. Yayınları No: 168 ADANA
9-ŞAHİN M., (1990) Çevre Kalitesi ve Toprak Kirliliği, Standart
Ekonomik ve Teknik Dergi SAYI: 343 ANKARA
10-.......(2001) Su Havzaları Kullanımı ve Yönetimi, Sekizinci
Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyon Raporu DPT.ANKARA
Yusuf
CERAN
Çevre Uzmanı
Çevre Bakanlığı
Çevre Koruma Genel Müdürlüğü Çevre ve İnsan dergisi
BU HABERLE İLGİLİ DİĞER GELİşMELER
|
SEKTÖREL
>> Domates=Karpuz=30.000
TL
>> ATB
Kuruldu
>> Tarım
arazilerimiz bölünüyor
>>
Kimyasal gübreler
ve toprak
>>
Sözleşmeli
tarımda yeni dönem.
>> Feijoa
meyvesi
ANA
SAYFAYA DÖN
|