SEKTÖREL
Dr.
Renan TUNALIOĞLU
Tar. ve Köy İşl. Bak. - Tar. Ek. Araş. Enst.
Yrd.
Doç. Dr. Mücahit Taha ÖZKAYA
A.Ü. Zir. Fak. Bahçe Bitkileri Böl.
Keçi
Boynuzu
Keçiboynuzu, (Cerotonia siliqua.L.) cinsi içerisinde
yer alan, yeryüzünün en eski bitkilerinden biridir. M.Ö. 79 'da
patlayan Vezüv yanardağının yokettiği yerlerdeki yanmış bitki
kalıntıları arasında keçiboynuzuna rastlanılmıştır (1). Türkiye'de
Harnup; Harup, Boynuz, Buynuz Kutsal kitaplarda Yaban Balı isimleri
ile adlandırılan bu değerli ürün, bugün Avrupa'da Yahya Peygamberin
Ekmeği anlamına gelen İngilizce ve Almanca isimleri ile kullanılmaktadır.
Bu öylesine değerli bir meyvedir ki;Yahya Peygamberin ıssız çöllerde
bu meyveyi yiyerek yaşamını idame ettirmeyi başardığı rivayet
edilmektedir (2).
Keçiboynuzu Akdeniz iklim özelliğini taşıyan bölgelerin tipik
bir meyvesidir. Keçiboynuzu ağacı, baklagiller familyasına ait,
herdemyeşil, düşük sıcaklıklara oldukça duyarlı bir meyve ağacıdır.
Bu ağaç, genelikle kültüre alınmadan ve hiçbir kimyasal maddeye
ihtiyaç duymadan yetiştirilebilmekte, ilk meyvesini 5-10 yaşında
vermekte ve ekonomik ömre ise 10-15 yaşında ulaşmaktadır. Geçen
her yıl meyve miktarını ve kalitesini arttırabilen ağaç elli yıl
içerisinde 15 metre yüksekliğe erişebilmektedir.
Meyveleri Mayıs ayı başında büyümeye başlar ve Haziran-Temmuz
aylarında olgunlaşır. Meyve rengi olgunlaştıktan sonra yeşilden
kahverengiye dönüşür. Olgunlaşan meyveler Eylül ayında hasat edilmeye
başlar ve hasat mevsim koşullarına bağlı olarak Kasım-Aralık aylarına
kadar devam edebilir. Bir meyvede yaklaşık 10-15 (tohum) çekirdek
vardır. Keçiboynuzunun çekirdek ağırlıkları birbirine çok yakın
olduğu için eski çağlarda ağırlık ölçüsü olarak kullanılmış ve
hassas ölçümü sayesinde mücevher tartımında kullanılmıştır. Bugün
mücevher ağırlık birimi olan karat, adını keçiboynuzu'ndan almıştır
(3)
Keçiboynuzunun Çok Farklı Kullanım Alanları Vardır!!!!
Keçiboynuzu kullanım alanı çok fazla olan bir bitkidir. Keçiboynuzunda
meyveler hasat edildikten sonra bir ay kadar kurumaya bırakılır.
Kuruyan meyve ya doğrudan yada çerez ve hayvan yemi olarak tüketilir.
Eğer bu şekilde tüketilmeyecekse kuruduktan sonra çekirdek ve
etli kısım birbirinden mekanik yöntemlerle ayrılarak farklı endüstrilerde
hammadde olarak kullanılmak üzere ayrılır. Söz konusu endüstri
alanları gıda (gıda yanında bu kapsamında yer alan şifalı bitki
olarak), tekstil, kağıt ve petrol endüstrileridir.
Gıda Endüstrisinde: Keçiboynuzu zamkı, sakızı ve türevleri stabilizör
ve kabartıcı etkilerinden dolayı dondurma üretiminde, özellikle
domuz eti ürünleri için ( salam vb.) katkı maddesi olarak; konserve
et ve balık için yoğunluğu arttırıcı katkı maddesi olarak; soslara,
jölelere, şuruplara, meyve konsantrelerinde stabilazör olarak,
pasta ve çöreklerde kullanılan keçiboynuzu zamkı ise ürünün gevşekliğini
ve bayatlamasını önleyen, kek ve büskivilerde ise yumurtadan tasarruf
parçalanmadan kesilebilme ve kolayca taşınabilme özelliği kazandırmaktadır.
Keçiboynuzu meyvesi şeker kamışından daha çok şeker içerir. Çekirdeği
alınmış keçiboynuzu ağırlığının %52'si şekerdir. Keçiboynuzu pekmezinin
sağlıklı yaşam prensiplerinde insan sağlığı için önemi ayrı bir
çalışma konusu olacak kadar detaylandırılabilir. Ayrıca kakao
ve kahvenin kullanıldığı tüm alanlarda ikame edicidir. Keçiboynuzu
kahvesi kafein ve teobramin türü maddeler içermediği için kalp,
mide ve sinir rahatsızlıkların olanlara önerilir. Ayrıca keçiboynuzu
unu (Har-Un) hem pasta sanayinde hem de kakao yerine kullanılabilen
doğal şeker içeriği, düşük kalorisi, kolestrol bulundurmaması
ve ucuz olması nedeniyle tercih edilmektedir.
Gıda kapsamında yer alarak şifalı bitki olarak: Sindirim sistemi
bozukluklarında (diare), gastrit, karaciğer ve özellikle de akciğer,
diş ve diş etleri rahatsızlıklarında, kolestrol düşürücü olarak,
kas gelişiminde ve de yüksek enerji potansiyeli nedeniyle doğal
doping olarak kullanılmaktdır.
Tekstil Endüstrisinde: Keçiboynuzu zamkı ve türevleri pamuklu
dokumalarda eşit geçirgenlik, sabit nem ve düz satıh elde etmek
yanında alkaliye dayanıklı ve yoğunluğu arttırıcı olarak her çeşit
boyacılıkta, baskıda kalınlaştırıcı etkisi ile eşit renk dağılımı
ve boyanın dokuma tarafından kolay emilmesinde kolaylık sağlayıcı
olarak kullanılmaktadır.
Kağıt Endüstrisinde: Keçiboynuzu zamkı, kağıdın dökülmesinde
zaman ve enerji kaybının önlenmesini sağlamaktadır. Böylece kağıt
hamurunun drenaj oranında artış olmakta ve daha yüksek makine
hızı sağlamaktadır.
Petrol Endüstrisinde: Sondaj operasyonlarında keçiboynuzu zamkı
en etkili koruyucu katkı maddesi olarak, derin tuz tabakalarının
sondajında veya tuzlu suda çalışma durumlarında su kaybını ve
çamur yoğunluğunun azalmasını kontrol etmektedir.
Keçiboynuzu tüm bu kullanım alanları dışında; matbaacılıkta,
kozmetik sanayinde, kibrit yapımında, mobilyacılıkta, dericilikte
(tabaklamada), fotoğraf filmlerinin emülsiyonunda, deterjan ve
plastik sanayinde, sigara endüstrisinde tütüne lezzet vermek için,
patlayıcı madde yapımında, seramik endüstrisinde tutkal olarak
ve diş macunu yapımında yoğunlaştırıcı olarak kullanılmaktadır
(1)(3).
DÜNYADA KEÇİBOYNUZU
Keçiboynuzu ağacı, istatistik verilere göre dünyada yalnızca İspanya,
İtalya, Fas, Portekiz, Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs, Portekiz,
Malta, Meksika, İsrail, ABD, Avusturalya, ve Güney Afrika da yetiştirilebilmektedir.
En büyük üretici ülke İspanya'dır. (Çizelge1). İspanya dikili
alan olarak dünya içerisinde %57.5, üretim olarak % 47.6 oranında
paya sahiptir. İspanya'yı sırası ile İtalya, Fas ve Portekiz izlemektedir.
Türkiye %5.9 üretim payı ile üretimde son sıralarda yer almaktadır.
Bu ülkeler içerisinde hektarda en düşük verimin Yunanistan'da
olduğu görülmektedir. Dünya'da keçiboynuzu üretiminin özellikle
İspanya, İtalya (Sicilya), Kıbrıs (Girne, Limasol, Karpas) ve
Yunanistan'da (Girit) kültüre alınarak ve bu ülkelerde kapama
bahçeler kurularak yapıldığı bilinmektedir (1).
Dünyanın büyük üretici ülkelerinin özellikle çerez ve gıda sanayinde
kullanım söz konusu olduğunda tüketici konumunda oldukları görülmektedir.
Diğer yandan üretici ülkeler aynı zamanda ihracatçı hatta ithalatçı
ülkeler olmaktadır. Çünkü keçiboynuzunun özellikle gıda endüstrisi
dışındaki kullanımında, üretici Avrupa Birliği Ülkeleri bir yandan
ürünü ihraç etmekte bir yandan da endüstrilerinde kullanılmak
üzere ithal etmektedirler. Dünya'da üretimde olduğu gibi ihracatta
da İspanya ve İtalya ilk sıralarda yer almakta onları özellikte
ithalatta İngiltere, Fransa, İsviçre ve Hollanda izlemektedir
(Çizelge 1) (Çizelge 2). Avrupa Ülkeleri keçiboynuzunu farklı
endüstriler yanında un, çukulata, doğal ilaç yapımı ve hayvan
yemi olarak değerlendirmektedirler (1). Türkiye ihracatçı ülkeler
içerisinde %9.2 oranındaki payı ile üretiminde gösteremediği başarıyı
4. sırada yer alarak göstermektedir. Bu başarısını belki de keçiboynuzunu
iç piyasada yeterince tüketemediği yada Türkiye koşullarında keçiboynuzunun
bilinen endüstri dallarında yeterince değerlendirilemediği şeklinde
yorumlamak mümkündür.
3.TÜRKİYE'DE KEÇİBOYNUZU
Keçiboynuzu Türkiye'de ciddi anlamda henüz kültüre alınmamış,
ancak doğal ortamda yetiştirilebilmektedir.. Daha çok orman içi
ve orman arazilerinde üçlü beşli gruplar halinde bulunan bu ağaçların
doğal bitki örtüsündeki miktarı tam tesbit edilmiş değildir. Türkiye'de
keçiboynuzu ağaçlarının yaklaşık %90'nını yabani ağaçlar oluşturduğu
için bu ağaçlardan kaliteli meyve eldesi mümkün olamamaktadır.
Doğal bitki örtüsünde Hatay'dan Çanakkale'ye kadar Akdeniz ve
Ege kıyılarında yetişebilen keçiboynuzu daha çok Akdeniz Bölgesinde
Mersin, Antalya ve Muğla'nın merkez ve kıyı şeridi ilçelerinde
üretilmektedir. (5). Fakat bu üretimin ekonomik bir üretim olduğunu
ifade etmek mümkün değildir.
Türkiye'de keçiboynuzu genellikle çerez, un, pekmez ve hayvan
yemi olarak değerlendirilmektedir. Son yirmi yıla kadar genelde
üretildiği bölgelerde tüketilen keçiboynuzu özellikle pekmez ve
un olarak işlenmeye başladıktan sonra tüm ülkede daha çok tüketilir
olmuştur. Özellikle pekmeze işleme, konserve imalatı yapılabilen
işletmelerde yan ürün olarak işlenmektedir. Gerek pekmez gerek
un formundaki bu keçiboynuzu ürünlerinin insan sağlığı açısından
yararı oldukça fazladır. Türkiye'deki diğer ve önemli bir kullanım
alanı ise doğal ilaç yapımıdır.
Türkiye'de meyve veren 304 bin keçiboynuzu ağacından ortalama
14 bin ton keçiboynuzu üretilmektedir (Çizelge 4). Türkiye'nin
keçiboynuzu ithalatı önemsiz miktarlarda olmaktadır. İthalat,
keçiboynuzundan diğer şekilde yapışkan sıvılar, keçiboynuzu tohumları-kabukları
soyulmamış, ezilmemiş ve keçiboynuzundan eterifiye/esterifiye
edilmiş yapışkan formlarında Almanya, İsviçre, Fransa ve Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti' nden yapılmaktadır. Diğer yandan keçiboynuzu
ihracatı her ne kadar Türkiye tarım ürünleri ihracatında önemsiz
ise de dünya keçiboynuzu ihracatı içerisinde önemlidir. Özellikle
1990'lı yıllardan bu yana Türkiye keçiboynuzu ihracatını arttırmıştır.
İhracatta dikkat çeken bir hususun da keçiboynuzunun tüm tane
yanında keçiboynuzu tohumları (kabukları soyulmamış ve ezilmemiş),
sadece çekirdeği alınmış, toz halinde çekirdeği alınmış ve tüm
tane halinde İtalya, İspanya, Almanya, İngiltere, Yunanistan gibi
AB ülkelerine, Suudi Arabistan, Fas ve Lübnan gibi Orta Doğu ve
Afrika Ülkelerine yapılmasıdır. Her ne kadar resmi istatistik
kayıtlarında yer almasa da Antalya yöresinden yurt dışına keçiboynuzu
pekmezi ihraç edildiği de bilinmektedir (6)
SONUÇ
Keçiboynuzu meyvesi hem dünya'da hem Türkiye'de üretim ve ticaret
kapasitesi olarak fazla önemli görülmeyen, fakat kullanım ve değerlendirilme
alanı olarak önemi oldukça yüksek bir üründür. Kullanım alanlarının
spesifik olması ise önemini daha da arttırmakta, gereksinimi de
her yıl arttığı için yetiştirilmesine ve üretimine daha bir özen
gösterilmektedir.
Keçiboynuzunun Dünya'da üretiminin yapılabildiği ülkelerde bu
önemi kavranmış ve yoğun tarımı yapılan kapama bahçeler kurulmaya
başlanılmıştır. Türkiye'de ise keçiboynuzu halen doğal bitki örtüsü
içerisinde kendiliğinden yetişmesi dışında kapama bahçe kurulması
konusunda herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. Elde mevcut potansiyelin
değerlendirilmesine bile ancak son on yıldır ciddi anlamda başlanılmıştır.
Oysa ülkemiz ekonomisinin büyük ölçüde tarıma dayalı olduğu ve
her geçen gün yeni bir meyve türünün kültüre alınmasıyla tarımımıza
ve endüstriye hammadde kaynağı olarak katkıda bulunulacağı bilinmektedir.
Türkiye'nin keçiboynuzu gibi her derda deva niteliğindeki bir
bitkiyi hiç değilse doğal ilaç yapımında kullanılan bitkiler kapsamında
değerlendirmesi gerekmektedir. Daha öncede bahsedildiği gibi keçiboynuzu
fazla kültürel işlem gerektirmeyen, iklim olarak Türkiye'nin Güney
Akdeniz'den başlayarak Marmara'ya kadar tüm sahil şeridinde doğal
olarak yetişebilen bir meyve ağacıdır. Kullanım alanları insan
sağlığından diğer çok farklı ve spesifik özellikler taşıyan endüstrilere
hammadde sağlanmasına kadar uzanmaktadır. Gerekliliği ve yararları
da bilinmekte ve kabul edilmektedir. O halde niçin bu ağacı kaderine
terk ediyoruz????Bu bağlamda şu önerileri ilgililere ve yetkililere
yardımcı olunması anlamında sıralamak isteriz.
NELER YAPILABİLİR?
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı daha çok orman kenarlarındaki şahıslara
ait keçiboynuzu ağaçlarının kesilmesini engellenmeli ve bu bitki
örtüsündeki çeşit tesbitlerinin yapılmasını sağlamalı daha doğru
bir ifade ile artık bu ağaçlar meyve ağacı olarak dikkate alınmalıdır.
Keçiboynuzu mutlaka kültüre alınmalı ve diğer meyve ağaçları
gibi kapama bahçeler kurulmalıdır.
Ekonomik anlamda keçiboynuzunun yetiştirildiği alanlarda diğer
ürünlerle rekabet şansı olmamakla birlikte seçici olmayışı ve
üretiminde fazla masraf gerektirmeyişi nedeniyle özellikle erozyona
eğilimli alanlarda ağaçlandırma amacıyla da dikimi yapılmalıdır.
Ayrıca bugünkü potansiyel keçiboynuzu üretiminin gerek iç tüketimde
kullanımı ve kullanım çeşitliliğinin arttırılması, gerekse ihracatta
katma değer kaybı olmaması için işlenmiş keçiboynuzu ihracatına
daha fazla yönelinmesi gerekmektedir.
Keçiboynuzu kullanım alanı çeşitliliği yönünden üretilebildiği
ülkelerde şansını daima sonuna dek kullanmaktadır. Türkiye ise
bu şansa sahip bir ülke olarak artık keçiboynuzunu kendi haline
bırakarak yetişmesinden çok, ciddi anlamda üretilmesine başlamalıdır.
KAYNAKLAR
(1) Tunalıoğlu,R.1987 "Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua L.)
Meyvelerinden Farklı Gelişme Dönemlerinde Alınan Tohumlarında
Çimlenme Yeteneklerinin Araştırılması" Yüksek Lisans Tezi,
AÜ. Ziraat Fak.Bahçe Bitkileri Bölümü-Ankara
(2) Anonim www.vagon.com.tr/keci.html(3) Anonim.www.cinetarım.com.tr/dergi/araştırma
(4) Anonim www.fao.org
(5) Ercan.S. 1985 "Keçiboynuzu Dış Pazar
Araştırması " T:C:Başbakanlık.İGEME Yayınları.-Ankara
(6) Anonim www.arsiv.hurriyetim.com.tr
(7) Anonim.T.C.DİE. Resmi kayıtları ve Tarımsal Ekonomi Araştırma
Enstitüsü'nün (TEAE) Mayıs 2003 tarihli resmi yazışmaları
|