GÜNDEM
Cumali Doğru
Yeniden Başkan
Geçtiğimiz ay içindaAdana Hiltonsa Oteli'nde gerçekleştirilen
Adana Çiftçiler Birliği'nin 38. Genel Kurulunda Cumali Doğru tekrar
başkanlığa seçildi.
1930 yılında kurulan Adana Çiftçiler Birliği'nin 38. Olağan Genel
Kurulun'da bir konuşma yapan Başkan Cumali Doğru, Adana Çiftçiler
Birliği'nin kurulduğu günden bugüne kadar Türk tarımında bir gelenek
haline geldiğini vurgulayarak. “Bu geleneğin temelinde sorunların
dayatmalarla çatışmalarla değil görüşme, konuşma ve işbirliği
anlayışıyla aşılabileceği inancı vardır. Çiftçiler birliği sadece
bir fikir platformu, tartışma ve arayış grubu değil, görüş öneri
ve çözümler üreterek tavır koyarak görev yüklenerek sorunları
çözmeye çalışan bir sivil toplum örgütüdür. Çiftçinin sesidir,
çiftçinin özüdür, çiftçinin kendisidir. Yönetim Kurulu olarak
biz bu misyonun devamıyız. Kendimizi sadece sektörün sorunlarıyla
sınırlamayıp ülkenin ekonomik ve toplumsal sorunlarında sektörün
tutumunu yansıtmaya önem veriyoruz” şeklinde konuştu.
Bugüne kadar sektörün sesi olmayı hedeflediklerini ve hedefledikleri
amaçlara da ulaştıklarını dile getiren Cumali Doğru:
“15 yıldır yaşadığımız ekonomik, toplumsal ve siyasal bunalımın
temelinde siyasal yapımızın ve kamu yönetimimizin değişimi yönetemeyişi
vardır. Toplum merkezin her şeyi kontrol ettiği bu sistemin değişmesini
istiyor. Çünkü mevcut sistem çökmüş, mevcut sistem tıkanmış, mevcut
sistem rant dağıtma mekanizmasına dönüşmüş. Devletin hazinesinden
köy ve köylüye hizmet için çıkan paralar amacına ulaşmıyor. Sistem
içerisinde buhar olup gidiyor. Köy hizmetleri Genel Müdürlüğünün
genel bütçeden aldığı pay 2003 yılında 1.6 katrilyondur. Devletimizin
bize hizmet için verdiği bu paranın % 85'i personel maaşları ve
cari harcamalara giderken % 15'ilede köylerde yaşayan 22 milyon
insanımıza hizmet götürülmeye çalışılmaktadır. Bugün ki sistem
gelişen, değişen, çağdaşlaşan Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap
vermiyor. Bu nedenle karar almadan uygulamaya kadar tüm organizasyon
yapılarımızda değişiklik yaparak daha hızlı daha etkin bir yapıya
adapte olmalıyız. Bunun içinde kaynakların daha verimli kullanılmasını
sağlayacağına inandığımız yerel yönetimler yasasını destekliyoruz”
dedi.
Tarımın Türkiye için yaşamsal önemde bir sektör olduğunu, bu
önemin yurtiçi ve yurtdışı boyutları olduğu gibi ekonomik ve toplumsal
temellerinin de bulunduğunu üstüne basarak söyleyen Doğru;
“Türkiye bir tarım ülkesidir. Fakat 1985 sonrası uygulanan tutarsız
politikalar sonucu rekabet gücünü kaybetmiştir. Rekabet gücünü
kaybeden bir sektörün bugünkü globalleşen dünyada yaşayabilmesi,
gelişebilmesi, yarışabilmesi mümkün değildir. Tarımın ekonomik
geleceği rekabet gücünün arttırılmasına bağlıdır. Üretim maliyetleri
üzerinde çok ciddi yükler vardır. Haksız rekabet vardır. Bunlar
azaltılmadan dünyadaki rekabet gücümüzü arttıramayız. Ancak son
zamanlarda olumlu gelişmelerin olduğunu görüyor oldukçada ümitleniyoruz.
Zaman içerisinde ümitlerimizin ümitsizliğe dönüşmesini de istemiyoruz.Çiftçi
borçlarının yeniden yapılandırılarak taksitlendirilmesi sadece
çiftçilerimizi değil Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'ni
de rahatlatırken bu borçlar nedeniyle tıkanan bankacılık sisteminin
de önünü açmıştır. Mazot desteği uygulaması ve Zirai ilaçtaki
KDV'nin % 18'den % 8'e indirilmesini iyi niyetli yaklaşımlar olarak
değerlendiriyoruz. Fakat rakibimiz durumundaki dünya çiftçilerinin
aldığı destekler yanında yetersiz buluyoruz. Ancak ekonomi rahatladıkça
bu desteklerin daha da arttırılarak kaybettiğimiz rekabet gücümüzün
yeniden kazandırılmasını bekliyoruz. Büyük önder Mustafa Kemal
Atatürk “Milli ekonominin temeli ziraattir” demiş. Büyük önder
Atatürk'ün bu sözü bugün hala geçerlidir. Üç ay arayla iki derin
kriz yaşadık. Fabrikalar kapandı, işsizler çoğaldı, esnafın işi
bozuldu. Bankacılık sistemi çöktü fakat biz bu ülkenin bir karış
toprağını boş bırakmadık. 70 milyon insanımızı doyurduk. Sanayiinin
hammaddesini temin ettik. İhracata katkıda bulunduk. Fakat Allah
razı olsun demesini bilmeyen bazı köşe yazarları tarafından ekonominin
beş kara deliğinden biri olarak ilan edildik. İnsanın kendi kendisini
değerlendirmesi elbette çok zor. Fakat bir vicdan muhasebesi yaptığımızda
bu ülkenin çiftçileri olarak görevimizi yaptığımıza inanıyorum.
Ancak ne kadar yapsanız geriye her zaman yapılacak bir şeyler
kalır.Yapılmış olanların mükemmel olduklarını da düşünemezsiniz.
Her şeyi daha da geliştirmek daha da iyileştirmek gerektiğine
inanıyorum. İnşallah bunu da başaracağız. Bu global yarışı da
kazanacağız” dedi.
|
GÜNDEM
>>
Önce
çiftçiyi inandırmak lazım
>>
Sapeksa'nın
yeni adı Toros Agripak
>>
Cumali Doğru yeniden başkan
>>
TMO alımları çeltik üreticisini sevindirdi
>>
Growtech Eurasia 2004'e ilgi büyüktü
>>
Ekoloji İstanbul 2004 ziyaretçi akınına uğradı
>>
Buğday kalitesine göre bölgeler belirlenecek
ANA
SAYFAYA DÖN
|