GÜNDEM
İthalatçı Birlikler
Komedisi
Bildiğiniz gibi 2 yıldır ertelenen ithalatçı birlikleri
tüm eleştirilere rağmen kuruluyor.
Kuruluyor ama kuruluşu, üye kaydı, seçme ve seçilme konularında
da 32 kısım tekmili birden hatalar ve eksiklikler komedyası oynanıyor.
İşin garibi oyundaki baş oyuncu DTM, tüm bu eleştiri ve uyarılara
tamamen Fransız!
Prematüre doğacağı aşikar olan bu birlikler, DTM, uyarıları dikkate
almaz ve son dakikada bir düzeltme yapmaz ise büyük bir yanlışlığın
mimarı olacak ve birçok şaibenin de altında kalacak.
İthalatçı birliklerine neden ihtiyaç duyulduğu halen izah edilememişken,
DTM'nin hatalarındaki ısrarının sebebi ithalatçı birliklerine
üye olmalarını beklediği 100 bin firmadan elde edeceği 10 trilyon
Türk Lirası ve yıllık yaklaşık 15 milyon dolar gelir ise DTM'nin
ithalatçı ve ihracatçı işadamlarının cebindeki paraya göz diktiği
anlamını çıkarmak zor olmasa gerek.
Bütün bu yanlışlar ve eksikliklerine rağmen DTM, 17 Mayıs ile
2 Haziran tarihleri arasında 7 ithalatçı birliğin genel kurullarını
yapmakta ve yönetim kurullarını seçmekte ısrarlı.
5 Ocak 2002 tarih ve 24631 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
"İthalatçı Birliklerinin Kuruluşu, İşleyişi, Çalışma Sahaları,
Organları, Yönetim Kurullarının Seçilmesi ve Görevlerine Dair
Karar" ve 2 Nisan 2002 tarih ve 24714 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan "İthalatçı Birliklerine Üyelik Başvuru Usul ve
Esaslarına İlişkin Tebliğ"in de seçme, seçilme çalışma konuları
ve diğer konular eksiklikler ve yanlışlarla dolu.
Konu iki yıldır gündemde olmasına rağmen ortalıkta hâlâ bir yönetmelik
yok.
Ve... Böyle bir ortamda seçime gidiliyor...
100 milyon lira üyelik aidatı yatıran, imza sirküleri, vergi
levhası, ticaret sicili belgesi ve temsile yetkili şahısları gösteren
belge veren herkes ithalatçı birliklerin üye olabiliyor. Ayrıca
hem seçebiliyor hem de yönetim kurullarına seçilebiliyor.
Oysa, DTM çıkardığı karar ve tebliğde "ithalatçıların ithal
ettikleri maddelerle ilgili birliğe üye olmak zorundadırlar"
demektedir.
Bir taraftan bunları diyen DTM, diğer taraftan ithalatçı birliklerine
üye kaydedilirken, kayıt yaptıran firmadan o sektörde faaliyet
gösterip göstermediğine bakmıyor ve o sektörde ithalatçı olduğunu
gösterir bir belge istemiyor.
Bu durumda, o sektörde çalışmamış ve hatta hiç ithalat yapmamış
bir firma ithalatçı birliklerine üye olabiliyor, seçme ve seçilme
hakkını kazanıyor.
Aslında DTM, yayınladığı karar ve tebliğde hangi ithalatçı birliğinin
hangi fasılda ithalat yapabileceğini belirtmiş.
Gelin görün ki, kayıt sırasında Gümrük Giriş Beyannamesi'nin
aslı veya noter tasdikli fotokopisi istenilmiyor ve kayıt yapan
organ o GGB'deki GTİP veya fasılda ithalat yaptığını kontrol ettikten
sonra üye kaydetmiyor. Bunlar yapılsa mesele bitecek ama DTM uyarılmasına
rağmen "Gerek yok, bu böyle olacak" görüşünde ısrarlı...
DTM'nin bu anlamsız ısrarı hem çok sayıda şaibe uyandıracak ortamı
beraberinde getirirken hem de ithalatçı birliklerinin ehil olmayan
art niyetli kişilerin eline geçmesine çanak açıyor ve kendi hazırladığı
karara ve tebliğe de ters düşüyor.
"Yangından mal kaçırır" türündeki bu tavırda insan
kendi kendine, "Acaba bazı kurum ve kişilere adres mi gösteriliyor?"
sorusunu sormadan edemiyor.
İhracatçı birlikleri seçimlerinde seçmek için GÇB istenilir.
Yönetim kurullarına seçilebilmek için de son iki yıl içinde en
az 500 bin dolar ihracat yapma şartının belgelenmesi aranılır
ve ayrıca yönetim kurullarına aday firma temsilcilerinden imza
sirkülerlerinde birinci derece imza yetkisine bakılır.
Gel gelelim ithalatçı birliklerinde bu şartlar "kör gözüm
parmağına" anlayışında ıskalanmakta ve ısrarla hiçbir açıklama
yapılmamaktadır.
Bu 3 önemli şart seçecek kişilerin o sektördeki yeterliliklerini
gösterdiği gibi seçilen kişilerin de konularını bilen ehil kişiler
olduğu, iyi ve faydalı işler çıkarabilecekleri anlamındadır ve
çok doğru ve yerinde bir uygulamadır.
Ülkemizin giderek tam bir ithalat cenneti haline getirildiği,
çifte faturalamaların, yalan ve yanıltıcı beyanların ayyuka çıktığı,
gelen her geminin milli servet anlamındaki bir fabrikanın kapanmasına
neden olduğu bu günlerde, kurulması düşünülen ithalatçı birlikleri
konusunda DTM'nin daha hassas olması gerekir ve hem bir tedbir
olarak hem de eksikliklerin giderilmesi için seçimleri 1 ay erteleyebilir.
Ertelenmeyi takip eden sürede üye kaydı yaptığı her üyeden üye
olduğu ithalatçı birlikleri fasıllarını içeren GGB'si aslı veya
noter tasdikli suretlerini tamamlamalarını isteyerek sonrasında
seçimleri yapabilir.
Bu sürede DTM de acilen ithalatçı birlikleri yönetmeliğini hazırlayarak
kafalardaki şaibe yaratacak sorunları ortadan kaldırma imkanı
yakalayabilir.
Tabii sorunlar sadece bu kadar değil.
Yayınlanan kararın 9. maddesinde seçimle göreve gelen yönetim
kurullarında DTM adına çalışacak ve atama ile göreve gelen genel
sekretere de oy hakkı vermektedir.
İhracatçı birliklerindeki uygulama böyle değilken ithalatçı birliklerinde
neden böyle lüzum görülmüştür bilinmez.
Konularının uzmanı niteliğindeki yönetim kurulları 9 üye ile
kolay ve sağlıklı kararlar alabilirlerken 10'uncu üye konumundaki
o sektöre ait hiçbir bilgi birikimi olmayan atanmış bir genel
sekreterin oy kullanması hali karar almayı eşitleyerek kilitleyebileceği
gibi yanlış kararlar alınmasına da neden olabilir.
7 farklı sektörde kurulacak olan ithalatçı birliklerinin tek
sekreterya altında toplanması da sorunlar yumağını beraberinde
getirecek bir başka yanlış uygulama olmaya adaydır.
Diğer taraftan, Anadolu'daki bir ithalatçının İstanbul'da kayda
girmesi, hem zaman kaybı açısından hem ekstra masraf gerektirmesi
açısından hem de pratiklikten uzak, ithalatı zora sokan bir uygulamadır.
Umarım DTM, eksiklik ve yanlışlıklarında ısrar etmeyecek ve acilen
bir düzeltme yapacaktır.
Aksi halde şaibelerin vebali üzerinde kalacaktır.
|